Romanım için yazarlığa adım attım
Merhaba, öncelikle kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
Sonay Kocaoğlu. Türkçe Öğretmeniyim. Meslekte 9. yılım. Liseyi Akçaabat Yabancı Dil Ağırlıklı Lisede okudum. Üniversiteye ilk olarak Konya Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesinde başladım. İki yılın ardından yatay geçiş yaptım ve eğitimimi Trabzon KTÜ Fatih Eğitim Fakültesinde bitirdim. 2013 yılında atamamla birlikte KTÜ de yüksek lisansa başvurum kabul edildi. Yabancı Dil Sınavı ve mülakatı geçip kaydımı oluşturdum fakat ne yazık ki devam edemedim. Mesleğim boyunca öğrencilerime sahnelettiğim 2 adet tiyatro yazdım. Halk oyunları, orotoryolar, dramalar, şiir dinletileri gibi çalışmalarım oldu. Dalında Bir Düş Gördüm, kaleme aldığım ilk roman.
Roman yazmaya nasıl başladınız ve nasıl karar verdiniz?
Aslında yazar olmak gibi bir idealim yoktu. Çok çaba harcanmalı, yüzlerce kitap okunmalı, eleştiri yazıları takip edilmeli, birçok yazarın üslubu az çok bilinmeli diye düşünüyorum. Bu nedenle bana birkaç gömlek büyüktü yazarlık. Ancak ben bu hikâyeyi yazmak istedim. Yani yazar olmak için “Dalında Bir Düş Gördüm”ü yazmadım; bu romanı yazmak için yazarlığa adım attım.
Dalında Bir Düş Gördüm’den çok kısa söz eder misiniz?
Eser, 1967-1992 yılları arasında Trabzon Akçaabat’ın kendi doğup büyüdüğüm küçük bir köyünde cereyan eden olayları kişilerin hayat hikâyesini içeriyor. Köydeki çocukluk oyunlarına, köy yaşantısına, geleneklere, coğrafi özelliklere, manilere, atma türkülere ve kendiliğinden oluşan doğal fıkralara fazlaca hâkim olduğum için şahsi tecrübelerimden elimden geldiğince yararlandım.
Yusuf ve Toprak erken yaşlarda tanışıp sıcak bir yuva kuruyorlar. Çocuklarıyla sade, huzurlu bir hayat temenni ediyorlar fakat siz deyin kader ben deyim insanlar; kimseye zararı dokunmayacak bu huzurlu yuvanın idame etmesine müsaade etmiyor. Kitapta hüzün ve mutluluk, gözyaşı ve kahkaha iç içe. Hiç kimse tamamen mutlu ya da tamamen mutsuz değil. Kimse tamamen suçlu veya tamamen masum değil. Bütün hisler gerçek…
Daha fazlasını da eserde bulmanızı temenni ediyorum.
Eserinizi kaleme alıp yayımladıktan sonra ne tür tepkilerle karşılaştınız?
İlk ailem, eşim ve yakınlarım okudu. Tepkileri beklediğimin üstündeydi. Ardından okuldaki öğretmen arkadaşlarım, çocukluk, lise ve üniversite arkadaşlarım; görev yaptığım okullardan arkadaşlarım okudu. Onların tepkisi de oldukça güzeldi. Eleştiriler de oldu tabii ki. Onları da değerlendirip kendimi geliştirmeye çalıştım. Ardından Okul Müdürüm, İl Milli Eğitim Müdürümüz ve Valimiz okudu. Kıymetli değerlendirmelerini tarafıma ilettiler. Her yeni okurda ayrı bir heyecan, ayrı bir mutluluk duydum. Artık hiç tanımadığım insanlar da okuyorlar. Temennim romanımın daha fazla kitleye ulaşması.
Yazmaya devam etmeyi düşünüyor musunuz?
Aslında biraz bu eserin başarısına bağlı. Ben “Okunsa da okunmasa da yazarım.” diyemiyorum. Her satır her yazar için kıymetlidir, emek ve alın teri içerir. Lakin ben çok başlarda olduğum için büyük yazarların ayakkabılarını defaten giyebileceğimi düşünmüyorum. Benim biraz daha pişmem, üslubumun oturması ve okurun takdirine bağlı. Belki bu kapsamda yeni bir eser için kolları sıvarım.
Sizin gibi fedakar ve edebiyat alanında bilinçli bir öğretmenin yazdığı roman elbette okunası ve saklanılası olmuştur. Nice başarılara. Kaleminiz hiç susmasın.
Çok teşekkür ediyorum ?